Bilmeliyiz.com
Dijital Pazarlama Nedir?

Dijital Pazarlama Nedir?

 



Dijital Pazarlama: İnternet Çağında Başarının Anahtarı

Günümüzde işletmeler için dijital pazarlama, başarının anahtarı haline gelmiştir. İnternetin yaygın kullanımı ve teknolojik gelişmeler, geleneksel pazarlama yöntemlerine göre daha fazla fırsat sunmaktadır. Bu makalede, dijital pazarlamanın ne olduğunu, neden önemli olduğunu ve temel stratejilerini inceleyeceğiz.

Dijital Pazarlama Nedir?

Dijital pazarlama, ürün veya hizmetlerinizi çevrimiçi platformlar aracılığıyla tanıtarak, hedef kitlenizi etkileyen bir pazarlama stratejisidir. Web siteleri, sosyal medya, e-posta, arama motorları ve diğer dijital kanallar, bu stratejinin temelini oluşturur. Dijital pazarlama, işletmelerin müşterileriyle daha kişisel ve etkili bir şekilde iletişim kurmalarını sağlar.

Neden Dijital Pazarlama?

Dijital pazarlamanın geleneksel pazarlamaya göre birçok avantajı vardır:

  1. Geniş Kitle Erişimi: İnternet, dünya genelinde geniş bir kitleye ulaşmanıza yardımcı olur. Potansiyel müşterileriniz, çevrimiçi dünyada sizinle etkileşime girebilir.

  2. Ölçülebilirlik: Dijital pazarlama kampanyalarınızın performansını anlık olarak izleyebilirsiniz. Hangi stratejilerin işe yaradığını ve hangilerinin yetersiz kaldığını görmek için verilere erişebilirsiniz.

  3. Kişiselleştirme: Dijital pazarlama, müşteri profillerine dayalı özelleştirilmiş içerik sunma imkanı sağlar. Bu, müşteri deneyimini artırabilir ve müşteri sadakatini artırabilir.

  4. Maliyet Etkinliği: Dijital pazarlama genellikle geleneksel reklamcılığa göre daha maliyet etkindir. Daha küçük işletmelerin bile büyük bir etki yaratmalarına yardımcı olabilir.

Dijital Pazarlama Stratejileri

Dijital pazarlamada kullanabileceğiniz birçok farklı strateji bulunmaktadır. İşte bazı temel stratejiler:

  1. Sosyal Medya Pazarlama: Sosyal medya platformları, markanızı tanıtmak ve hedef kitlenizle etkileşimde bulunmak için güçlü bir araçtır.

  2. Arama Motoru Optimizasyonu (SEO): Web sitenizin arama motorlarında üst sıralarda görünmesini sağlayarak organik trafik çekebilirsiniz.

  3. E-posta Pazarlama: E-posta pazarlama, müşterilerinizle doğrudan iletişim kurmanıza ve kampanyalarınızı tanıtmanıza olanak tanır.

  4. İçerik Pazarlama: Kaliteli içerik üreterek, hedef kitlenizin ihtiyaçlarını karşılayabilir ve güvenilir bir uzmanlık pozisyonu oluşturabilirsiniz.

  5. Arama Motoru Reklamı (SEM): Google Ads gibi arama motoru reklamları, hızlı sonuçlar almanıza yardımcı olabilir, ancak reklam bütçenizi etkili bir şekilde yönetmeniz gerekir.

Dijital pazarlama, iş dünyasının geleceği için kritik bir öneme sahiptir. İnternetin gücünü kullanarak markanızı tanıtmak, müşteri tabanınızı genişletmek ve rekabet avantajı elde etmek için bu stratejileri öğrenmek ve uygulamak önemlidir. Unutmayın ki dijital pazarlama sürekli bir gelişim gerektirir, bu nedenle değişen trendlere ve teknolojilere ayak uydurmak önemlidir.

Genetik Nedir? Moleküler Biyolojinin Sırları.

Genetik Nedir? Moleküler Biyolojinin Sırları.


Genetik nedir?

Canlıların özelliklerini ve kalıtsal karekterlerini inceleyen, bu karekterlerin nesillere geçişini belli kalıtım kanunlarına bağlayan, genin yapı ve görevlerini araştıran veraset ilmi. Kalıtım bilimi olarak da bilinir. Biyolojinin bir şubesidir.


Genetik, 20. asrın başlarında gelişmiş, yeni sayılabilecek bir bilim dalıdır. Bununla beraber, genetiğin konusunu meydana getiren çoğu olaylar ve bunlar hakkındaki düşüncelerin tarihi bir hayli eskidir. Genetik çalışmaları çok eski tarihlerde başlamış, tarih boyunca çeşitli fikirlerle zaman zaman ilerleme ve duraklamalar göstermiştir. Son asırda ise genetik daha evvelki zamanlarla kıyaslanamayacak bir ilerleme ve gelişme göstermiştir.



Canlı organizmanın ne şekilde ortaya çıktığı uzun zaman tartışma konusu olmuştur. Her canlı bir canlıdan doğar fikrine varılmadan önce, Avrupa’da algler, kurtlar, salyangozlar vs. gibi ilkel organizmaların, kokuşmakta olan organik maddelerden birdenbire ve kendi kendine meydana geldiklerine, yani kendiliğinden oluş (abiyogenez) fikrine inanılmaktaydı. Grek bilgini Aristoteles de bu fikrin savunucularındandı. Aristo’ya göre, canlılar iki yoldan meydana gelmektedir. Bir kısmı cansız maddelerden türemektedir. Bu görüşe abiyogenez denilmektedir. Canlıların bir kısmı da, kendileri gibi canlı ana-babadan meydana gelmektedir. Bu görüşe de biyogenez denmektedir. Ona göre; "Yüksek organizmalarda ana ve babanın döle verdiği pay eşit değildir. Ana, döle sadece madde verir, baba ise can verir; yani, kalıtımda esas rol babanındır."



Aristo gibi döl üzerinde babanın rolünün büyük olduğuna inananlara spermist, ananın rolünün büyüklüğüne inananlara ise ovist denmekteydi. Bu iki akım arasındaki mücadele, mikroskobun gelişmesi, sperm ve yumurtaların hücre yapısının incelenmesi ile son bulmuştur. Bitki ve hayvanların aynı temel yapıya sahip olan ve hücre adı verilen odacıklardan meydana geldiği 17. yüzyılda, mikroskopla anlaşılmıştır. Hücre hakkında yapılan ilk gözlemlerden sonra, 1840’ta Schleiden bitkilerin, Schwann da hayvanların hücrelerden müteşekkil olduğunu belirtmişler ve halen geçerliliğini koruyan "hücre teorisini" kurmuşlardır.



1827’de bitki hücresinin bölünerek iki hücre meydana getirdiği mikroskopta görülünce, hiçbir hücrenin, kendiliğinden bir cansızdan meydana gelmeyeceği ortaya çıktı. O halde hücre, çoğalma özelliğine ve bir döle sahiptir. Yani, hücre bir üreme ünitesidir ve aynı zamanda canlı organizmanın temelidir. 1831’de Robert Brown tarafından bitki hücrelerinde çekirdeğin görülmesi, 1854’te kurbağalarda, 1855’te muhtelif su yosunlarında spermanın yumurtayı döllemesi izlenmiştir. Böylece döllenmede vücut hücrelerinin değil, gametlerinin (cinsiyet hücrelerinin) birleştikleri kesin olarak anlaşıldı.



1840’ta Hofmeister tarafından kromozomların ilk defa görülmesi, hücre bölünmesi (mitoz) sırasında kromozomların birbirine eşit iki yarımdan hangisine gittiğinin anlaşılmasına yardımcı olmuştur. 1887’de Weismann, gametler meydana gelirken kromozom sayısının yarıya indiğini, sonra döllenmeyle kromozom sayısına erişildiğini, eşeyli üremenin sonraki döllerde farklı şekilde fertler meydana getirdiğini açıkladı. Aynı yazar, kalıtsal maddeye idioplazm, kromozomlara idant, kromozomları meydana getiren parçalara da id (gen) adını verdi. Weismann’ın kalıtım maddesinin kromozomlarla dölden döle geçtiğini kabul eden bu teorisine "kromozom teorisi" denir.



İnsanlar çok eski devirlerden beri kendilerine faydalı hayvan ve bitkileri yetiştirmiş ve çoğaltmışlardır. Fakat onların eşeyi ve dölde eşey belirmesi hakkında (cinsiyet ortaya çıkması hakkında) çoğu batıl olan yanlış ve eksik düşünceler asırlarca devam etmiştir. Hayvanlarda iki eşey, yani iki ayrı cinsin mevcudiyeti biliniyordu. Bitkilerde ise bu durumun farkına varılması, Avrupa’da 17. asrın sonunda oldu. Asur, Babilliler ve Araplar zamanında hurma ağaçlarının ayrı eşeylerinin olduğu bilindiğinden, bol ürün almak için dişi ağaçların çiçekleri erkek ağaçlardan alınan çiçek tozlarıyla muamele ediliyordu. O zaman bilindiği anlaşılan bu usul, hurmalardan başka bitkilere tatbik edilmedi ve Asya’dan Avrupa’ya geçemedi. Avrupa’da bitkilerde ayrı eşeyliliğin ve eşeyli üremenin yeniden keşfi 17. yüzyıl sonunda olmuştur. Bitki türleri arasında tozlaşma ile tür melezleri elde edilebilmiştir.



1866’da Çekoslovakya’da Gregor Mendel’in bezelye cinsleri arasında yaptığı çaprazlamalar ve elde ettiği sonuçlar, genetiğin temelini meydana getirmektedir. 1900’de De Vries, Correns ve Tschermak’ın kendi çalışmaları Mendel’in buluşlarını doğruladığından, elde edilen sonuçları Mendel Kanunları adı altında toplamışlardır. Mendel Kanunları’nın yeniden keşfi sebebiyle batıda 1900 yılı kalıtım ilminin doğum yılı, Mendel de genetiğin babası olarak kabul edilmiştir. Bateson 1906’da bu genç ilim dalına genetik adını vermiştir.



Genetik, ana-babalarla oğul döller arasındaki benzerlikleri ve farkları bir veya daha fazla döller boyunca inceler. Döller arasındaki benzerlik ve farklılıkların meydana gelmesinde kalıtım ve çevrenin karşılıklı olan tesirlerini aydınlatmaya çalışır. Genetik ilminin çeşitli kolları vardır. Her biri günümüzde ayrı bir ihtisas dalı haline gelmiş olan bu dallar arasında "Mendel Genetiği", "popülasyon Genetiği", Sitogenetik başta gelenlerdir. Ayrıca son yıllardaki genetik çalışmaları, "Genetik Mühendislik" adı verilen çığır açacak yeni bir bilim dalını doğurmuştur. (Bkz. Genetik Mühendislik)

Sui Testnet Nedir? Nasıl Katılırım? Ödül Olacak Mı?

Sui Testnet Nedir? Nasıl Katılırım? Ödül Olacak Mı?


Sui Coin Nedir?


Arkadaşlar öncelikle Sui kendi ekosistemi olan ve işlem ücretleri düşük olup güncel ekosistemlere rakip olacak derecede hızlı ve kullanışlı bir ekosistemdir. Yakın zamanda 2023 yılının üçüncü yada dördüncü çeyreğinde piyasaya sürülecek ve şimdiden milyonlarca dolar yatırım almıştır.


Sui Testnetine Nasıl Katılabilirim?


Arkadaşlar diğer ekosistem coinlerinde olduğu gibi bunda da testnet üzerinde regülatör olarak ve swap, transfer ve staking işlemleri yaparak testnete katkıda bulunacağız. Yüksek ihtimalle Aptos ve diğerlerinde olduğu gibi bunda da güzel karlar elde edebileceğiz.


Test Tokenı Nasıl Alabilirim?


Aşağı bıraktığım Discord sunucusu üzerinden testnet faucet kanalına girip "!faucet cüzdan adresi" şeklinde 2 saatte bir paylaşım yaparak her paylaşımda 1 Sui test tokenı alabilirsiniz. (Test tokenları hiçbir değere sahip değildir.)


Testnet İçin Gerekli Platformlar Neler?


Arkadaşlar aşağıda belirtmiş olduğum dex platformlarına sui wallet veya suiet cüzdanınızla giriş yapıp ister swap yapabilirsiniz. İster stake ve farming havuzlarına katılarak destekte bulunabilirsiniz.


Gerekli Link Ve Platformlar


Aşağıdaki linklerden gerekli tüm platformlara erişebilirsiniz.


Sui Wallet için BURAYA TIKLAYIN


Suiet için BURAYA TIKLAYIN


Dex platformu için BURAYA TIKLAYIN



Web3 Nedir? Bizlere Neler Sunmaktadır?

Web3 Nedir? Bizlere Neler Sunmaktadır?



WEB 3.0 Nedir?

WEB 3.0 denilen kavram, internetin Decentralized yani Merkeziyetsiz ve Peer to Peer (Eşten Eşe) olacak şekilde kullanılabilen, tamamen blok zincir destekli ve kişiselleşmiş halini ifade ediyor. 

Şu anda kullandığımız internet sisteminde yani WEB 2.0 sisteminde bilgi, merkezi güçler tarafından kontrol ediliyor. Tüm bilgi onların kontrolünden geçerek bize ulaşıyor. Sosyal medya hesaplarında bulundurduğumuz bilgilere Facebook, Instagram veya Twitter istediği sürece ulaşabiliyoruz. Hesabınızı isterlerse komple kapatabilir veya isterlerse hesabınızın kontrolünü elinizden alabilirler. 

Bilginin bu kadar merkezileşen güçlerin elinde olması insanları kaygılandırmıyor değil tabi. Bugün Facebook’un kişisel verilerimizi istihbarat birimleri gibi yapılara açtığı dedikodusu veya tam tersi sadece kendi çıkarları için kullanması (reklam, pazarlama amaçlı bilgilerinizin üçüncü kişilerle paylaşılması) en çok tartışılan konular halini aldı.

Sadece Facebook bile Whatsapp, Instagram ve Facebook uygulamalarıyla neredeyse tüm bilgilerimize sahip durumda. Sosyal medya platformlarının kullandığı algoritmalar tamamen size dayatılmak istenen düşünce, ürün veya hizmetleri ön plana çıkaracak şekilde çalışabiliyor. Bu algoritmalar hep daha fazla ilgi görme üzerine kurgulandıkları için daha agresif olan paylaşımlar ön plana çıkarılıyor. Netflix üzerinde bunu çok iyi anlatan Social Dilemma (Sosyal İkilem) adlı bir belgesel bile var. 

İnternet Nedir? İnternet Sistemi Nasıl Çalışır?

İnternet, yani TCP/IP denilen sistem, internet tarayıcıları ve bazı protokoller kullanarak IP adresleri üzerinden bağlantı oluşturmayı hedeflemiş bir yapıdır. Bu yapıya göre IP adresleri ile birbirlerine bağlanan cihazlar bir bağlantı portu oluşturarak, verileri paketler halinde birbirlerine aktarıyor. WEB dediğimiz sistem ise bu bağlantıların oluşturduğu ağı ifade ediyor. Arama motoru örümcekleri (Web Crawler) bir internet sitesine girip orada bulunan bilgileri tarayıp kendi veritabanına kaydediyor.

Bu esnada o internet sitesinde başka bir internet sitesine ait bir bilgi link yoluyla paylaşıldıysa o link üzerinden diğer internet sitesini de keşfediyor. O siteyi ve içeriği de veritabanına kaydediyor. Bu şekilde sonsuz olasılıklar halinde internet siteleri ağ olarak birbirine bağlanıyor. Bu işlem de tamamen arama motorları (Google, Yahoo, Bing, Yandex v.b.) kontrolünde gerçekleştiği için yine merkeziyetçi bir yapı haline gelmesine yol açıyor.

Yeni yapıyla ulaşılmak istenen nokta internet üzerindeki bağlantı ve bilgi trafiğinin kullanıcıların kendi kontrolünde olmasını sağlamak. Bu işlemi de Semantik Web denilen yapay zeka ve Big Data destekli algoritmalar ile kontrol etmek yani dağıtık ve değiştirilemez hale getirmek isteniyor. Bu aşamada devreye blockchain teknolojisi giriyor.

Blockchain teknolojisi, akıllı sözleşmeler ve veri aktarımı işlevi olan bir yapı. Bu yapıdaki verilerin sahiplerinin üçüncü kişilerce bilinmemesi ve sadece kişiler arası iletişim sağlayan (peer to peer) yapısı nedeniyle merkeziyetsiz ve daha güvenilir olması gayet normal.

WEB 2.0 ve WEB 3.0 arasındaki Farklar Nelerdir?

İnternet ile ilgili en önemli gelişim sadece veri aktarım hızı ve internet üzerinde gezen verinin gitgide büyümesi değil tabi ki. IoT (Internet oThings) yani nesnelerin interneti denilen kavram ile internet ağını kullanan birçok farklı yapı oluştu. Tamamen insanların yararına olacağı düşünülen bu yapı ile tüm elektronik cihazların ve ev aletlerinin de birbiri ile iletişime geçmesi ve hayatımızı kolaylaştırması hedefleniyor. 

Aslında bu yapı yavaş yavaş hayatımıza yer almaya başladı. Sırf bu sebeple IP adresi sistemi bile değiştirilerek çok daha fazla IP adresi üretebilmeye yarayan IPV6 sistemine geçiliyor. Çünkü tüm cihazlar internette IP adresi ile tanımlanıyor. Bu kadar çok akıllı cihazın internete bağlanması böyle bir zorunluluğa yol açtı. 

WEB 2.0 sisteminde internet üzerinde;

  • Bilgisayarlar 
  • Tabletler 
  • Akıllı telefonlar 
  • Akıllı ev aletleri 
  • İnternet siteleri 
  • Aplikasyonlar yani uygulamalar var. 

WEB 3.0 da ise tüm bunlar blockchain teknolojisi ile yönetiliyor olacak. Bu da kişilerin kendilerine ait bilgi ve yapıyı daha kolay oluşturacağı anlamına geliyor.

WEB 3.0 sisteminde şimdi kullandığımız platformların yerine gelmesi beklenen yapılar;

  • Aplikasyonlar App’ler yerine dApp (Decentralized Application) merkeziyetsiz bağımsız aplikasyonlar
  • Normal internet siteleri yerine VR destekli Metaverse Projeleri
  • İnternet tarayıcısı olarak Chrome yerine Brave denilen dApp
  • Depolama alanı olarak Dropbox ve Drive yerine Storj ve IPFS
  • Sosyal medya uygulaması olarak Facebook Twitter yerine Steemit ve Akasha
  • Mesajlaşma uygulaması olarak; Whatsapp yerine Status 
  • İşletim Sistemi olarak Android ve iOS yerine EOS ve Essentia.one 

Bu yeni sistemde her uygulama veya sosyal medya platformu, sizin adınıza oluşturulan bir kripto para cüzdan hesabıyla bağlantılı oluyor. Yaptığınız benzersiz katkının karşılığını doğrudan cüzdanınıza gelen kripto paralarla alıyor olacaksınız. Bilgiyi üreten kişi karşılığını almış olacak.

Yıllar evvel açtığım Steemit hesabında benzer bir durum mevcut. Orada yaptığınız paylaşıma insanların yaptığı yorum, beğeni, paylaşım gibi tepkiler doğrudan Steem denilen para birimi ile ödüllendiriliyor. Ayrıca benzersiz ve değiştirilemez hesabınız ile o bilgiyi başkası sahiplenemiyor.

WEB 3.0 İle Ne Değişecek?

Normalde insanlar birbirleri ile hep bir aracı vasıtasıyla iletişim ve veri alışverişi gerçekleştiriyor. Bir uygulama, bir internet sitesi veya sosyal medya platformu gibi yapılar üzerinden bilgiler ile bağlantı kuruyorlar. WEB 3.0 sisteminde kişiler aktardığı bu bilgileri tamamen iki kişi arasında oluşturulan bağlantı ile gerçekleştirebilecek. Bu sürecin ne kadar süreceği konusunda bir fikrimiz yok ancak değişimin başladığını söylemeden edemeyeceğiz.

NFT, Kripto paralarMetaverse ve dApp’lar ile birlikte süreç başladı. Geçtiğimiz dönemde WEB 1.0 dan WEB 2.0 a geçiş sürecini yönetemeyen markalar yok oldular. İnternetin ilk yaygınlaştığı yıllarda en bilindik markalar Altavista, Yahoo, Hotmail idi. Şuan Altavista markasını bilen ne kadar kişi var sormaya bile gerek yok. Türkiyede de benzer şekilde e-kolay.net denilen internet sitesi oldukça yaygın kullanılıyordu. En bilindik Türk web sitelerinden biriydi. Şimdi adını hatırlayan kaç kişi var çok merak ediyorum.

WEB 3.0 Temel özellikleri ise şu şekilde ifade ediliyor;

  • Semantik (Anlamsal) Ağ
  • Ubiquity (Her yerde bulunma)
  • Yapay Zeka yani AI (Artificial Intelligence) ve Makine Öğrenmesi
  • 3D Grafikler

WEB 3.0 Blockchain ve Kripto Paralar Arasındaki Bağ Nedir?

WEB 3.0 sisteminde kişilerin internet üzerindeki her türlü hareketi blockchain hesapları ile bağlantılı olacak. Bu sistemde sadece eşler arası (peer to peer) veri alışverişini sağlayacak. Bilgiler sadece iki kişi arasında gidip geleceği için üçüncü kişilerin kontrolünden çıkacak, veri güvenliği büyük oranda artacak. 

Kripto paralar ve Blockchain işte tam burada devreye giriyor. Metaverse projeleri de benzer şekilde çalışıyor. Herkes kendi kripto para cüzdanını sisteme tanımlamak zorunda. Böylece her türlü kontrol ve yetki kişinin kendisi üzerinde oluyor.


Roof Network Nedir?

Roof Network Nedir?


Roof Network Nedir?


Roof Network kısaca hem 18 - 30 yaş arasındaki genç bireylerin her hafta hatta hergün sosyalleşmek ve yeni arkadaşlıklar edinmek amacıyla kurulmuş bir girişimciliktir. Organizasyon danışmanlığı adı altında şu anlık sadece İstanbul çevresinde hizmet vermektedir. 


Roof Network'e Nasıl Katılabilirim?


Katılmak aslında çok basit fakat kitle hızla büyümekte olduğundan dolayı dengeli bir şekilde ve topluluğa zarar vermeyecek şekilde elemeler yapılarak, yeni üyelere kısa bir mülakat gerçekleştiriliyor. Mülakatta sizin Roof topluluğuna ve Roof'un size ne katabileceği gibi basit sorulardan oluşan bir kısa tanıdım diyaloğu şeklinde geçmektedir. Eğer olumlu sonuçlanırsanız dönemlik ücret olan 236 ₺ (KDV DAHİL) ödeme yaparak Roof'un WhatsApp üzerinde aktif bir şekilde hizmet verdiği onlarca Network ve semt gruplarına katılabilir, yeni etkinliklerden haberdar olabilir ve havalı bilekliğinizle birlikte sizde artık bir Roof'lu olabilirsiniz.


Dönemlik Ücret Nedir?


Roof Network'te bir dönem çizelgesi 4 ay üzerine kuruludur. Yani kayıt olduğunuzdan itibaren her 4 ayda bir dönem ücreti ödemeniz gerekmektedir. Bu ücret her hafta düzenlenen etkinliklerde yer ve mekan organizasyonları için ve bileklik gibi aksesuar ve malzemelerin siparişi için harcanmaktadır. 


Network Hizmetleri Nelerdir?


Yazılım, Moda, Mitoloji, Spor dalları, Kamp, Haberleşme, Mizah, Yaş grupları, Taraftar toplulukları, Tiyatro, Kültür ve Sanat gibi aklınıza gelebilecek bütün network hizmetlerini Roof Network bütün üyelerine sunmaktadır.


Önceki Etkinlikler


Aşağıdaki drive linki üzerinden ve resmi instagram hesabı üzerinden geçmişteki tüm organizasyonlara ait görüntülere erişebilirsiniz.


Drive için BURAYA TIKLAYIN 


Resmi İnstagram hesabı için BURAYA TIKLAYIN


Kayıt Formu Ve Bilgilendirme


Kayıt işlemi için ister form doldurarak, yada online Roof Kayıt Bilgilendirme grubuna katılarak bilgi alarak kayıt olabilirsiniz.


Kayıt formu için BURAYA TIKLAYIN


Online Kayıt Grubu için BURAYA TIKLAYIN 

Yapay Zeka Nedir? Ne Amaçla Kullanılabilir? Hayatımızı Nasıl Etkiler?

Yapay Zeka Nedir? Ne Amaçla Kullanılabilir? Hayatımızı Nasıl Etkiler?




Yapay Zeka (AI) Açıklaması

En basit ifadeyle açılımı yapay zeka olan AI, görevleri yerine getirmek için insan zekasını taklit eden ve topladıkları bilgilere göre yinelemeli olarak kendilerini iyileştirebilen sistemler veya makineler anlamına gelir. Yapay zekâ pek çok biçimde kendini gösterir. Örneğin:

  • Sohbet robotları, müşterilerin sorunlarını daha hızlı bir şekilde anlamak ve daha verimli cevaplar vermek için yapay zekâdan yararlanır
  • Akıllı asistanlar, zamanlamayı iyileştirmek için büyük kullanıcı tanımlı veri kümelerinden kritik bilgileri çekmek için yapay zekâdan yararlanır
  • Öneri motorları, kullanıcıların izleme alışkanlıklarına göre TV programları için otomatik öneriler sunabilir

Yapay Zeka, herhangi bir özel biçim veya işlevden ziyade süper güçlendirilmiş düşünce ve veri analizi yeteneği ve süreciyle ilgilidir. Yapay Zekâ dendiğinde zihinlerde dünyayı ele geçiren çok fonksiyonel, insan benzeri robotlar canlansa da yapay zekâ insanların yerine geçmek üzere tasarlanmamıştır. İnsan yeteneklerini ve katkılarını önemli ölçüde geliştirmek üzere tasarlanmıştır. Bu nedenle oldukça değerli bir ticari varlıktır.

Yapay zeka terimleri

Yapay Zeka, bir zamanlar müşterilerle çevrimiçi olarak iletişim kurmak veya satranç oynamak gibi insan girdisi gerektiren karmaşık görevleri gerçekleştiren uygulama yazılımlarının tamamını kapsayan bir terim haline geldi. Terim, genellikle makine ve derin öğrenme gibi alt dallarının yerine de kullanılıyor. Ancak bunlar birbirinden farklı kavramlar. Örneğin makine öğrenimi tüketilen verilere göre öğrenen veya performansını iyileştiren sistemlerin oluşturulmasına odaklanır. Tüm makine öğrenimi çözümlerinin yapay zekâ olduğu ancak tüm yapay zekâ çözümlerinin makine öğrenimi anlamına gelmediği unutulmamalıdır.

Pek çok şirket, yapay zekânın sunduğu tüm değerden yararlanmak için veri bilimi ekiplerine önemli yatırımlar yapıyor. Verilerden değer elde etmek üzere bilimsel ve diğer yöntemlerden yararlanan disiplinler arası bir alan olan veri bilimi, birden fazla kaynaktan toplanan verileri analiz etmek için istatistik ve bilgisayar bilimi gibi alanların sağladığı becerileri ticari bilgilerle bir araya getirir.

Yapay zeka ve geliştiriciler

Geliştiriciler yapay zekayı kullanarak aksi takdirde manuel olarak gerçekleştirilen görevleri daha verimli bir şekilde gerçekleştirir, müşterilerle bağlantı kurar, örüntüleri belirler ve sorunları çözer. Yapay zekayı kullanmaya başlamak için, geliştiriciler matematik bilgisine sahip olmalı ve algoritmalarla rahatça çalışabilmelidir.

Bir uygulama yazılımı oluşturmak için yapay zeka kullanmaya başlarken küçük adımlarla başlamak faydalı olacaktır. Örneğin tic-tac-toe oyunu gibi nispeten basit bir proje oluşturarak yapay zekanın temellerini öğrenirsiniz. Yaparak öğrenmek, herhangi bir yeteneği geliştirmenin harika bir yoludur ve bu durum yapay zeka için de geçerlidir. Bir veya daha fazla küçük ölçekli projeyi başarıyla tamamladıktan sonra, yapay zekayla yapabileceklerinizin sınırı yoktur.

AI Teknolojisi organizasyonlara nasıl yardımcı olur?

Yapay zekanın temel ilkesi, insanların dünyayı nasıl algıladığını ve ona nasıl tepki verdiğini taklit etmek ve ardından bunları aşmaktır. Hızla inovasyonun temel taşı haline gelmektedir. Yapay zeka, tahminleri mümkün kılmak üzere verilerdeki modelleri tanıyan çok çeşitli otomatik öğrenme olanaklarının desteği sayesinde işinize değer katabilir:

  • Çok daha fazla erişilebilir veriye ilişkin daha kapsamlı bir anlayış sunar
  • Aşırı düzeyde karmaşık veya olağan görevleri otomatikleştirmek üzere tahminlere güvenme

Şirketteki Yapay Zeka

Yapay Zeka teknolojisi, daha önce insan gücünü gerekli kılan süreçleri veya görevleri otomatikleştirerek kurumsal performansı ve üretkenliği artırır. Yapay Zekâ aynı zamanda hiçbir insanın ulaşamayacağı bir ölçekte verileri anlamlandırabilir. 

Pek çok şirket veri bilimine öncelik veriyor ve buna yatırımlar yapıyor. 3.000'den fazla CIO ile birlikte gerçekleştirdiği bir ankete göre katılımcılar, analitik ve iş zekâsını kurumları için en çok farklılık yaratan teknoloji olarak nitelendirdi. Ankete katılan CIO'lar bu teknolojileri şirketleri açısından en stratejik teknolojiler olarak görüyor ve böylece pek çok yeni yatırımı cezbediyor.

Yapay Zekâ, her iş kolu, işletme ve sektör için değer sunar. Aşağıdaki gibi genel ve sektöre özgü uygulama yazılımları buna dâhildir:

  • Belirli müşterilerin bir işletme ile ilişkileri boyunca nasıl harcama yapacağını (veya müşteri yaşam döngüsü değerini) tahmin etmek için işlemsel ve demografik verileri kullanarak
  • Müşteri davranışları ve tercihlerine göre fiyatlandırmayı optimize ederek
  • Kanser belirtileri için röntgen görüntülerini analiz etmek üzere görüntü tanıma özelliğini kullanarak

Şirketler yapay zekayı nasıl kullanıyor?

Harward'a göre şirketler yapay zekayı temel olarak şu amaçlarla kullanıyor:

  • Güvenlik ihlallerini tespit etmek ve engellemek (yüzde 44)
  • Kullanıcıların teknoloji sorunlarını çözmek (yüzde 41)
  • Üretim yönetimi çalışmalarını azaltmak (yüzde 34)
  • Onaylanmış satıcıların kullanımında şirket içi uyumu ölçmek (yüzde 34)

Yapay Zekayı kullanmaya iten nedenler nelerdir?

Sektörler genelinde yapay zeka geliştirmenin ardında yatan üç faktör:

  • Uygun fiyatlı, yüksek performanslı bilgi işlem özelliği kolayca erişilebilir. Bulut ortamında yüksek miktarda emtia bilgi işlem gücü, uygun fiyatlı ve yüksek performanslı bilgi işlem gücüne kolayca erişilebilmesini sağlar. Bu geliştirmeden önce, Yapay Zekâ için yalnızca bulut tabanlı olmayan ve fahiş fiyatlı bilişim ortamlarına erişilebilmekteydi.
  • Eğitim için yüksek miktarda veriye erişilebilir. Yapay Zekânın doğru tahminlerde bulunabilmesi için çok miktarda veri ile eğitilmesi gerekir. Verileri etiketlemeye yönelik çok çeşitli araçların ortaya çıkması ve kurumların kolay ve uygun fiyatlı bir biçimde hem yapılandırılmış hem yapılandırılmamış verileri depolayabilmesi ve işleyebilmesi, kurumların Yapay Zekâ algoritmaları oluşturmasına ve eğitmesine olanak tanır.
  • Uygulanan Yapay Zekâ, rekabet avantajı sağlar. Her geçen gün artan sayıda şirket, iş hedeflerine yapay zekâ içgörülerini uygulamanın getirdiği rekabet avantajını kabul ediyor ve bunu, işletme genelinde bir öncelik haline getiriyor. Örneğin, Yapay Zekâ ile sağlanan hedeflenmiş öneriler işletmelerin daha kısa süre içinde daha iyi kararlar almasına yardımcı olabilir. Yapay Zekanın sunduğu pek çok özellik ve kapasite maliyetlerin düşürülmesini, risklerin azaltılmasını, pazara giriş süresinin hızlandırılmasını ve çok daha fazlasını sağlayabilir.

Yapay Zekanın işlevsel hale getirilmesinin avantajları ve zorlukları

Yapay Zekânın değerini kanıtlayan pek çok başarı hikâyesi mevcut. Geleneksel iş süreçlerine ve uygulama yazılımlarına makine öğrenimini ve bilişsel etkileşimleri dahil eden kurumlar, kullanıcı deneyimini büyük oranda iyileştirebilir ve üretkenliği artırabilir.

Ancak bazı engeller söz konusudur. Bazı nedenlerden dolayı çok az sayıda şirket büyük ölçekli olarak yapay zeka konuşlandırması gerçekleştirdi. Örneğin bulut bilişimi kullanmamaları durumunda yapay zekâ projeleri genel olarak bilgi işlem açısından pahalıdır. Ayrıca oluşturulması karmaşıktır ve çok talep edilen ancak bulunması zor olan düzeyde uzmanlık gerektirir. Yapay zekanın hangi durumlarda ve nerede dahil edileceğinin ve hangi durumlarda üçüncü taraflara başvurulacağının bilinmesi bu zorlukların en aza indirilmesine yardımcı olacaktır.

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir? Çayı Nasıl Yapılır?

Kiraz Sapı Faydaları Nelerdir? Çayı Nasıl Yapılır?


Sağlıklı Kiraz Sapı Çayı ve Kullanım Önerileri

Yaz mevsiminin en sevilen meyvelerinden biri olan kiraz, Potasyum, A vitamini ve lif içeriği ile besin değeri açısından zengin bir meyvedir. Diüretik etkiye sahip olan kirazın sapları da kurutularak çay olarak tüketilebilir. 12-13 adet kiraz 1 porsiyon olarak değerlendirilir ve 1 porsiyon kiraz sadece 63 kaloridir.

Düşük kalori içeriği ve yüksek lif değeri ile diyet listelerinin baş tacı konumunda olan kiraz yüksek antioksidan içeriği ile de dikkat çekmektedir. Yaz sofralarının vazgeçilmez meyvelerinden biri olan kiraz, taze olarak tüketildikten sonra geriye kalan sapları da mucizevi etkilere sahiptir. Siz siz olun kiraz saplarını çöp olarak nitelendirmeyin!

Kiraz saplarını kurutarak çayını demleyebilir ya da bitkisel çayların içine eleyerek antioksidan özelliklerinden yararlanabilirsiniz. Kiraz sapı çayı İbrahim Saraçoğlu tarafından önerilen özel bir çaydır. Saraçoğlu kiraz sapı çayının romatizmal nedenle oluşan ağrıların tedavisinde etkin bir rolü olduğunu belirtmektedir.

Kiraz sapı çayı içilmesinin yanı sıra banyosu da yapılabilen bir çaydır.

Vücutta yüzde, gözde ve ayak bölgelerinde oluşan şişlikler için kiraz banyosu tedavi edici fonksiyona sahiptir. 5 yemek kaşığı kiraz sapı ile yaklaşık 3,5 litre kaynamış suyun karıştırılması sonucu elde edilen kiraz sapı suyu ile şişliğin olduğu bölgeler yıkandığında kısa sürede şişkinlik ortadan kalkar. Kiraz sapı banyosu içerisine eklenen tarçın ile banyonun etkinliği arttırılabilir. Bu banyo ile cilt hücrelerinin nefes alması kolaylaşır ve şişliklerin tedavisi sağlanabilir.

Kiraz Sapı Çayı Faydaları Nelerdir?

  • Kiraz sapı çayı antioksidan özelliği ile vücuttan toksin maddelerin atımını kolaylaştırarak böbreklerin ve kanın temizlenmesine yardımcı olur.
  • İdrar söktürücü özelliğe sahip olan kiraz sapı çayı ödem atılmasını sağlar.
  • İdrar yolları enfeksiyonlarını önlemesi kiraz sapı çayının faydaları arasındadır.
  • Yüksek antioksidan içeriği ile vücudun bağışıklık sistemini destekleyerek hastalıklara karşı direncini artırır.
  • Böbrek taşlarının ve kumunun düşürülmesinde etkin bir rol oynar.
  • Metabolizma hızlandırıcı etkiye sahiptir ve uzun süre tokluk hissi sağlar.
  • Bağırsak hareketlerini hızlandıran kiraz sapı çayı kabızlık problemleri ve şişkinliği önleyici etkiye sahiptir.
  • Yüksek potasyum içeriğine sahip olan kiraz sapı çayı vücudun sıvı elektrolit dengesinin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar.
  • Eklem iltihapları ve romatizmal kaynaklı iltihaplarda iltihap söktürücüdür ve anı zamanda vücudun uyku düzeninin sağlanmasında etkindir.

Kiraz Sapı Çayı Neye İyi Gelir?

  • Özellikle son dönemlerde gündemde olan kiraz sapı çayı ne işe yarar? Kiraz sapı çayı idrar yapmada karşılaşılan sorunlara, dolaşım bozukluklarına, regl döneminde yaşanan ödem artışına, prostat büyümesine iyi gelir.
  • Yüksek miktarda K, A, C, E vitamini ve potasyum, magnezyum gibi mineraller içeren kiraz sapı çayı neye iyi gelir? Toksin maddelerin deposu olan karaciğerin fonksiyonlarını tam olarak yapmasına yardımcı olan kiraz sapı çayı adet söktürücü özelliği ile regl döneminde yaşanan problemlerin üstesinden gelmeyi kolaylaştırır.
  • Adet döneminden birkaç gün önce içilen kiraz sapı çayı vücutta oluşan şişliklerin ve ödemin giderilmesinde de etkindir.
  • Kan dolaşımını hızlandıran kiraz sapı çayı kandaki kolesterol yüksekliğine iyi gelir.
  • Sakinleştirici etkisi ile ön plana çıkan kiraz sapı çayı özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda oluşan semptomlara iyi gelir.

Kiraz Sapı Çayı Nasıl Yapılır?

  • Büyük bir keyif ile yediğiniz kirazların saplarını bir kaba ayırarak bol su ile iyice yıkayın.
  • Yıkadığınız kiraz saplarını temiz bir bez üzerinde gölgede birkaç gün kurumaya bırakın.
  • Kiraz saplarının iyice kurutulması önemlidir. Nemli kalan saplar çabucak küflenir. Kuruttuğunuz kiraz saplarını koyu renk bir cam kavanozda kuru bir ortamda muhafaza edebilirsiniz.
  • Kiraz sapı çayının hazırlanışı oldukça kolaydır. Büyük bir bardak kiraz sapı çayı için sadece 1 yemek kaşığı kiraz sapı kurusu yeterlidir. 1 bardak suyu tencerede ya da su ısıtıcıda kaynatın.
  • 1 yemek kaşığı kuru kiraz sapının üzerine kaynattığınız suyu ekleyerek 5-10 dakika demlemeye bırakın.
  • Kiraz saplarını suyun içinde kaynatmanız yararlı antioksidanların yok olmasına neden olur. Demleme süresini uzun tutmamanız önemlidir.
  • Uzun süre demlenen kiraz sapları acılaşır.
  • Peki, kiraz sapı çayı aç karnına mı içilir? Kiraz sapı çayı sabah ve akşam aç karnına tüketilir.

Kiraz Sapı Çayı Ne Zaman İçilir?

  • Kiraz sapı çayı kendinizi halsiz hissettiğinizde, şişkinlik ve gaz problemi yaşadığınızda, idrar yolları enfeksiyonu gibi durumlarda ve kilo problemi yaşadığınızda rahatlıkla kullanılır.
  • Kiraz sapı çayı ile ilgili en çok sorulan sorulardan biri de kiraz sapı çayı nasıl kullanılır? sorusudur.
  • Kiraz sapı çayı aç karnına içildiğinde daha etkili bir sonuç vermektedir. Ancak mide problemi yaşanıyorsa yemekten sonra da içilebilir.
  • Aç karnına yemeklerden önce tüketilmesi sindirimi kolaylaştırdığı için daha uygundur.
  • Kiraz sapı çayı sabah 10, öğlen 15 ve akşam 21’de düzenli olarak birer bardak tüketildiğinde maksimum fayda sağlar.

Kiraz Sapı Çayı Ne Kadar Süre İçilmeli?

  • Bütün bitkisel ürünlerde olduğu gibi kiraz sapı çayının da uzun süreli ve aşırı tüketimi önerilmez.
  • Peki, kiraz sapı çayı kaç gün içilmeli? En fazla 14 gün süre ile içilmesi önerilen kiraz sapı çayı önerilenden uzun süre kullanıldığında sağlık problemlerine yol açabilir.
  • Aşırı tüketilen kiraz sapı çayı vücuttan su atımını hızlandırarak dehidratasyona neden olabilir.
  • Vücudun sıvı ve elektrolit dengesinin bozulması başta böbrekler olmak üzere sindirim sitemi ve dolaşım sisteminde hasarlara yol açabilir.
  • Özellikle kan sulandırıcı etkisi nedeniyle uzun süre tüketimi kanamayı arttırabilir.
  • Belirli dozlarda ve sürelerde tüketildiğinde yan etkileri yok denecek kadar az olan kiraz sapı çayı özellikle kronik hastalıklara sahip olanlar tarafından dikkatli tüketilmesi gereken çay çeşitleri arasında yer almaktadır.
  • Kiraz sapı çayını içerken 1 gün bekleyip diğer gün içebilirsiniz. Sık sık kiraz sapı içmekten hoşlanmıyorsanız; haftanın belirli günlerinde kendinize kiraz sapı çayı demleyebilirsiniz.
  • Çok uzun süre kiraz sapı çayı içmeniz önerilmez. Bitki çaylarının vücudunuzu yormaması için kiraz sapı çayı içerken mola vermeye dikkat ediniz.

Kiraz Sapı Çayını Kimler İçemez?

  • Kiraz sapı çayının faydaları ve zararları göz önünde bulundurularak içilmesi önemli bir detaydır.
  • Diyabet, böbrek hastalığı, kalp ve damar hastalıkları, tansiyon problemleri olanların kiraz sapı çayı tüketirken mutlaka doktora danışmaları önerilmektedir.
  • Özellikle düşük tansiyonu olanların kiraz sapı çayı tüketmeleri önerilmemektedir.
  • Tansiyonu düşürücü etkiye sahip olan çay, düşük tansiyona sahip olanlarda önemli problemlere yol açabilir.
  • Ayrıca uzun süreli ilaç kullananlar ve kan sulandırıcı ilaç kullananların kiraz sapı çayını tüketmeden önce doktora danışmalarında fayda vardır.
  • Peki, kiraz sapı çayı hamileler içebilir mi? Kan sulandırıcı etkiye sahip olan kiraz sapı çayı hamilelik döneminde kanamayı arttırarak düşüğe neden olabilir.
  • Hamile olan anne adaylarının ve emziren annelerin kiraz sapı çayı tüketmeleri önerilmemektedir.

Kiraz Sapı Çayı Hangi Durumlarda Tüketilir?

  • Günlük beslenme düzeniniz dışında beslendiyseniz ve yedikleriniz mideniz çok ağır geldiyse; yemekten 20 dakika sonra kiraz sapı çayını içebilirsiniz.
  • Eğer kısa sürede ödemden kurtulmak istiyorsanız; gün içinde düzenli olarak kiraz sapı çayı tüketebilirsiniz.
  • Mide ağrılarından dolayı uyuyamıyorsanız kiraz sapı içerek midenizi rahatlatabilirsiniz.
  • Şayet baş ağrısı ve yorgunluk hissediyorsanız; kiraz sapı çayı demleyerek kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.
  • Kiraz sapı çayının tüketildiği durumlardan biri de regl dönemidir. Regl haftasının daha huzurlu geçmesine yardım eder.
  • Vücudunuzda bir yara oluştuysa; kiraz sapı çayı içmeniz önerilir. Hücre yenilenmesi için tüketilir.
Cevizin Faydaları Nelerdir? Yan Etkisi Var Mıdır?

Cevizin Faydaları Nelerdir? Yan Etkisi Var Mıdır?


Cevizin Faydaları Nelerdir?

Türk damak zevkine uygunluğu ve içerdiği besin öğeleri ile insan sağlığına bir çok faydası olan ceviz, binlerce yıllık bir geçmişe sahip mucizevi bir besindir.

Ceviz Nedir?

Ceviz (Juglans regia L.), binlerce yıllık bir geçmişe sahip, Akdeniz ve Orta Asya kökenli, sert kabuklu meyve türleri içerisinde yer alan bir besindir. Yaklaşık 18 türü bulunan cevizin en yaygın olarak bilinenleri ‘’Anadolu cevizi”, “İran cevizi” ve “İngiliz cevizi” olarak ifade edilen Juglans regia’dır.Dünyanın büyük bir alanına yayılma gösteren cevizinin anavatanının İran veya Çin olabileceği düşünülmektedir. Günümüzde Türkiye’de de yaygın olarak ceviz yetiştirilmekte ve yaklaşık 4,5 milyon ceviz ağacı bulunmaktadır. Yıllık 120.00 ton ile ülkemiz dünyada ceviz üretimi bakımından üçüncü sırada yer almaktadır.İnsan sağlığı için oldukça yararlı bir besin olan ceviz, günlük yağ ihtiyacımızın önemli bir kısmı olana omega3 ve omega-6 yağ asitleri bakımından zengindir. Yağ asitlerinin yanı sıra birçok vitamin ve mineralde bulunduran ceviz yüksek lif içeriğine ve antioksidan özelliğe sahiptir.

Ceviz Besin Değeri?

İnsan sağlığı açısından oldukça faydalı besinlerden biri olan cevizin yaklaşık %65’i yağ, %3’ü su, %5- 15’i karbonhidrat ve %15’i proteinden oluşur.
1 porsiyon ceviz yaklaşık 30 gram (14 adet)’dır ve 185 kaloridir.

Cevizde Hangi Vitaminler Var?

Ceviz, çeşitli vitamin ve mineral kaynağıdır. Cevizdeki vitaminler yağda çözünenlerden A ve E vitamini, suda çözünenlerden B1, B2, C vitaminleridir. Ayrıca ceviz, folik asit, pantotenik asit ve niasin, minerallerden; demir, magnezyum, bakır, çinko ve fosfor da içermektedir.
  • E vitamini: ceviz de diğer kuruyemişlere oranla gama-tokoferol adı verilen özel bir E vitamini formu yüksek miktarda bulunur.
  • B6 vitamini: ceviz, bağışıklık sistemini güçlendiren ve sinir sistemini desteklemeye yardımcı olan B6 vitamini bakımından zengindir.
  • Folik asit: hamilelik sırasında bebek gelişimi için çok önemli olan folik asit cevizde bol miktarda vardır.
  • Fosfor: vücudun yaklaşık %1 ‘i fosfordan oluşur. Özellikle kemiklerde sağlığında görev yapan bir mineral olan fosfor cevizde de bulunur.

Cevizin Faydaları Nelerdir?

Son derece besleyici olan taze cevizin faydaları son 50 yıldır birçok araştırmaya konu olmuştur. Diğer kuruyemişlere göre içerdiği yüksek omega-3 yağları ve sahip olduğu antioksidan aktivite dikkat çekmektedir. Günümüzde de faydaları araştırılmaya devam eden cevizin şu ana kadar kalp sağlığından bağışıklık sistemini güçlendirmesine, obezite ve tansiyon gibi kronik rahatsızlıklardan beyin sağlığına yaptığı katkı göze çarpmaktadır:
  • Ceviz, antioksidan etkiye sahiptir: ceviz içerdiği e vitamini, melatonin ve kabuğunda bulunan yüksek polifenol sayesinde yüksek antioksidan özellik gösterir. Sağlıklı yetişkinlerde yapılan çalışmalarda ceviz bakımından zengin bir yemek tüketildiğinde aterosklerozu destekleyen "kötü" LDL kolesterolün neden olduğu oksidatif hasarı önlediği görülmüştür.
  • Ceviz, Omega-3 deposudur: ceviz, kuruyemişler içerisinde en yüksek omega-3’e sahiptir. 1 porsiyon ceviz içeriği yaklaşık 2,5 gram kadar omega-3 yağı bulunur. Cevizden elde edilen Omega-3 yağına alfa-linolenik asit (ALA) denir ve bu diyetinizde bulunması gereken temel bir yağdır. Kadınlar ve erkekler için günlük alınması gereken alfa-linolenik asit (ALA) bir porsiyon ceviz ile karşılanabilir.
  • Ceviz, iltihabı azaltır: ceviz içerdiği polifenoller sayesinde kalp rahatsızlıkları, Alzheimer, diyabet gibi birçok hastalığın neden olduğu enflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca omega-3 yağı, magnezyum ve arginin amino asidinin de iltihabı azaltabileceği bilinmektedir.
  • Ceviz, bağırsak sağlığını destekler: Genel sağlığınızın korunması için sağlıklı bir bağırsağa sahip olmalısınız. Bu nedenle hastalıklara karşı savunma ve mücadele etmede oldukça önemli rolü olan bağırsak mikrobiyotasının güçlü olması gerekir. Bağırsakta yer alan yararlı bakteriler ve mikroplar tüketilen besinlerden doğrudan etkilenir. Ceviz de mikrobiyotanızı güçlendirmeye katkı sağlayan besinlerden biridir. Yapılan bir çalışmada sekiz hafta boyunca her gün 1 porsiyon ceviz tüketen 194 sağlıklı yetişkinde, ceviz tüketmeyenlere oranla bağırsak floralarında yer alan yaralı bakterilerin sayısında bir artış olduğu gözlemlenmiştir.
  • Ceviz, kanser riskini azaltabilir: Cevizin içerisinde bulunan polifenol özellikle meme, prostat ve kolorektal kanserlere karşı koruma sağlayabilir. Bağırsak bakterileri tarafından polifenol ürolitin adı verilen bir bileşiğe dönüştürülür. Bu bileşik anti-inflamatuar özelliğe sahip olup kanser riskini azaltabilir.
  • Ceviz, tip 2 diyabete yardımcı olur: Diyabet hastalarında dengeli, düzenli beslenme ve kilo kontrolü oldukça önemlidir. Yoğun bir deposu olan ceviz, kilo kontrolü sağlayarak, tip 2 diyabetin yönetimine yardımcı olur ve hastalık riskini azaltır.
  • Ceviz, tansiyonu düşürmeye yardımcı olur: Yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları, felç ve beyin kanaması gibi ölümcül pek çok hastalık için bir risk faktörüdür. Yapılan çalışmalarda ceviz içeren Akdeniz diyeti uygulayan kişilerde kan basıncında 0,65 mmHg'lik bir düşüş kaydedilmiştir.
  • Ceviz, kaliteli ve sağlıklı yaşamı destekler: Yaşlandıkça yürüme, koşma gibi kişisel becerilerde gerileme yaşanması oldukça normaldir. Yeterli, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz ile daha kaliteli bir yaşam sürmek mümkün olabilir. Kalorisi yüksek olmasına rağmen zengin lif, yağ, vitamin ve bitki bileşikleri bulunduran ceviz içeren bir diyet kişinin fiziksel becerilerini korumaya yardımcı olabilir.
  • Cevizin beyne faydaları vardır ve ceviz beyin sağlığını destekler: Şekil olarak beyne benzeyen ceviz ile ilgili yapılan çalışmalar cevizin gerçekte de beyin sağlığını etkileyebileceğini göstermektedir. Ceviz, beyni inflamasyona karşı koruyarak yaşlanmaya bağlı hızlı işlem yeteneği, zihinsel esneklik ve hafıza kayıplarında önemli azalma sağlamaktadır.
  • Ceviz, erkek üreme sistemini destekler: Ceviz, oksidatif hasarı azaltarak spermlerin korunmasına yardımcı olur. Böylece sperm şeklini, canlılığını ve hareketliliğini arttırarak erkek üreme sisteminin sağlığını destekler.
  • Ceviz,kolesterolü düzenler: günlük ceviz tüketimi yeterli olduğunda yüksek "kötü" LDL kolesterol ve trigliserid seviyelerini azaltarak kalp hastalığı riskini önler.
  • Ceviz, cilt sağlığını korur. Ceviz, her ikisi de sağlıklı cilt için gerekli olan omega-3 ALA ve omega-6 LA dahil olmak üzere doymamış yağ asitleri bakımından zengindir. İçerdiği omega-3 yağ asitleri cilt büyümesini teşvik ederken, enflamatuar cilt bozuklukları ile savaşabilir ve yara iyileşmesini hızlandırabilir. Özellikle cevizin preslenmesi ile elde edilen ceviz yağı, cildin en dış tabakasında bulunan omega -6 yağ asidini yüksek miktarda içermektedir.
  • Ceviz, uykuyu düzenler: melatonin hormonu kişinin biyolojik saat ritminin korunmasından sorumlu hormonudur. Vücut yaşlandıkça azalan melatonin hormonu, uykusuzluğa neden olarak kişinin bağışıklık sisteminin çökmesine yol acar. Ceviz tüketen kişilerde kandaki melatonin seviyesi artmakta ve uyku düzensizliği sorunları ortadan kalkmıştır.
Yaygın bilinen özelliklerinin dışında ceviz pek çok fayda sağlamaktadır:
  • Böbrek taşı dökme
  • İdrar söktürücü
  • Astım, kronik öksürük
  • Kansızlık
  • Sakinleştirici
  • Kilo aldırma
  • Adet düzensizlikleri
  • Saç dökülmeleri, saç kuruluğu ve kepek sorunları.
  • Göz kapağı iltihapları
  • Akne, sivilce ve uçuk tedavisi.

Ceviz Kilo Aldırır mı?

Ceviz yağ oranı ve kalorisi yüksek bir besindir. Gereğinden fazla tüketilmesi kilo alımına neden olabilir. fakat yeterli tüketiminde yüksek lif içeriği sayesinde tokluk hissi oluşturarak sağlıklı kilo vermeyi kolaylaştırır.

Ceviz Nasıl Tüketilmeli?

Ceviz, çiğ veya kavrulmuş tüketildiğinde içerdiği protein, yağ kalori, lif ve karbonhidrat değerleri neredeyse değişmez. Bu nedenle ceviz, tek tek atıştırmalık olarak tüketilebileceği gibi salatalara, yemeklere, kahvaltılık gevreklere, çorbalara ve unlu mamullere eklenerek şahane bir lezzet unsuru ve besin deposu olarak da kullanılabilir.Cevizin kullanılabileceği birçok alternatif lezzet yolu vardır:
  • Yemek ve salatalara lezzet veren sosların içine iyice öğüterek ceviz ekleyebilirsiniz.
  • İri parçalar halinde cevizi ekmek ve çöreklerinizde kullanabilirsiniz.
  • Ara öğünlerde yulaf veya yoğurt içine ekleyebilirsiniz.
  • Makarnaları ceviz ile lezzetlendirebilirsiniz.
  • Balık veya tavuk üzerine cevizi iyice ezerek kaplama olarak kullanabilirsiniz.
  • Soğuk sandviçlere ceviz ekleyerek besin değerini arttırabilirsiniz.
  • Tavada hafifçe kızartarak et yemeklerinin yanında servis edebilirsiniz.

Hamileler Ceviz Tüketebilir mi?

Gebelik boyunca hem annenin sağlığı hem de bebeğin gelişimi için yeterli ve dengeli beslenme oldukça önemlidir. Ceviz , yüksek oranda folik asit ve demir içerir. Özellikle bu iki bileşen bebeğinin gelişimi üzerinde olumlu etki sağlar.

Ceviz Satın Alınırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Ceviz satın alırken, paket içeriği dikkatle kontrol edilmeli, herhangi bir katkı maddesi içermediğinden emin olunmalıdır. Özellikle kavrulmuş ceviz satın alırken koku, renk ve tat dikkatle kontrol edilmeli, mümkünse güvenilmeyen yerlerden alışveriş yapılmamalıdır.

Cevizin Yan Etkileri Nelerdir?

Pek çok besinde olduğu gibi aşırı ceviz tüketimi de insan sağlığında bazı olumsuz etkilere neden olabilir:
  • Yüksek yağ oranı kilo alımına neden olur.
  • Ceviz alerjisi olan kişilerden ciddi alerjik reaksiyonlar görülebilir.
  • Lifli yapısı bağırsak florasını düzenlemeye yardımcı olurken aşırı tüketimi ishale yol açabilir.
İnstagram Onay Rozeti Nasıl Alınır?

İnstagram Onay Rozeti Nasıl Alınır?


Instagram Mavi Tik Nasıl Alınır?

Instagram Mavi Tik Nasıl Alınır? Görseli

Instagram'da kişisel haklarını korumak ve paylaşımlarını telif altına almak için Instagram hesabı doğrulama, yani mavi tik alma işlemi önemli bir adım. Mavi tik alma işlemiyle kendi güvenliğini sağlarken aynı zamanda da takipçilerin açısından güvenilir bir hesap olma adımını tamamlamış olursun. 

Önceleri Instagram kendi belirlediği kriterleri sağlayanlara direkt olarak kendi mavi tik verirken artık mavi tik almak için başvuruda bulunmak gerekiyor. Bu başvuru adımları ise şöyle; 

Birinci Adım

  • Ayarlar,

  • Doğrulama iste,(Çıkan ekranda ad, soy ad ve kimlik bilgileri girilir)

  • Mavi tik formunda istenilen diğer bilgiler eksiksiz doldurup form onaya gönderilerek işlem tamamlanır.

İkinci Adım

Eğer doğrulama iste kategorisi karşısına çıkmıyorsa;

  • Ayalar,

  • Aşağıda destek başlığının altında 'Sorun Bildir',

  • Ardından 'Görüş Bildir',

  • 'Özelliği Seç' kısmından 'Profil',

  • Sağ üstten devam ederek 'Neyi Geliştirmemizi İstersin' kısmına hesabınızı doğrulamak istemenizin nedenlerini gerekli bilgileri yazarak başvuruyu tamamlayın.

Instagram Mavi Tiki Neye Göre Veriyor?

Instagram Mavi Tiki Neye Göre Veriyor? Görseli

Instagram mavi tiki verirken çeşitli kriterlere bakıyor. Bu kriterler arasında hesabın gerçek bir kişiyi yansıtması gerekiyor, yani olamayan bir kişi veya bir dizi, film karakteri mavi tik alamaz. 

Hesabının herkese açık olması gerekiyor ve bir profil fotoğrafı, biyografi metni ve en az bir paylaşımın bulunması lazım. Bu bir paylaşımı az ünlü veya az tanınmış bir kişiysen arttırmakta fayda var.

Fazla takipçi olması da diğer kriterler arasında. Yani fazla takipçi olması fazla aranmana, başka hesapların seni etiketlemesine, fazla beğenilere neden olarak etkileşimini arttırır ve güvenilir, gerçek bir kişi olduğunu göstererek mavi tik almanı hızlandırır.

 
Copyright © Bilmeliyiz.com Tüm Hakları Saklıdır